17 Şubat 2019 Pazar

Glisemik İndeks - Glisemik Yük: Nasıl Bir Diyet ve Hayat Tarzı?

Son zamanlarda artan bir merakla sorgulanan glisemik indeks ve glisemik yük kavramları, yeni nesil diyet programlarına gebe görünüyor. Yaygın kanı, kilo verme açısından glisemik yük kavramının daha önemli olduğu yönünde. Bende oluşan kanı ise şöyle: Bir yiyeceğin; glisemik indeksi bu yiyeceği diyet listemize alıp alamayacağımızı, glisemik yükü ise ne miktarda alabileceğimizi ifade ediyor. Bu da her iki olgunun birlikte ve birbiriyle içiçe ele alınması gerektiğini düşündürüyor bana.

Bu bana başlangıçta biraz karışık gibi görünmüştü, fakat araştırdıkça bazı taşlar yerine oturdu. Yediklerimizin cinsi ne olmalı - porsiyonlarımız ne kadar olmalı? Bu sorulara yanıt bulmak gerekiyor. Ben bu teorilerden yola çıkarak bir diyet yapmak isteseydim prensiplerim ne olurdu, diyet listelerim ne olurdu?


Prensiplerim şunlar olurdu:
  • ana yemeğimin yanına bol bol çiğ ve az pişmiş ot, çöp, salata, sebze vb. eklemeliyim,
  • karbonhidrat grubunu işlenmemiş olarak almalıyım, 
  • böylece çok çeşitli yiyeceklerle doldurmalıyım tabağımı,
  • yağlarımı tereyağı ve zeytinyağı olarak seçmeliyim.
Bu prensiplere bir daha bakınca görüyorum ki, bunların hepsine benim coğrafi ve geleneksel olarak bir yatkınlığım var. Ayrıca önemini ve gerekliliğini bildiğim şu maddeleri de ekliyorum:
  • yavaş yemeliyim,
  • bir günde en az 2 litre su almalıyım,
  • öğünlerimi aynı saatlerde almalıyım.
Diyetimde kendi inisiyatifimi de kullanırım:
  • öğün sayısını kendime daha uygun bulduğum 2 ana öğün olarak belirlerim, 
  • onun dışında meyve ve kuruyemiş ara sıra ağzımı tatlandırmak için alırım,
  • hatta fastfood, tatlı ve içki bile alabilirim kaçamak olarak (Bu madde aslında diyet yapmayı düşünenler için bir handikaptır. Herkes diyete başlayınca bunları hayatından çıkarması gerektiğini düşünür ancak bu şekilde diyetler de pek uzun ömürlü olmaz. Bunları eklerken, tabii toplam glisemik yüke dikkat etmeliyim).
Diyetimle de yetinmiyorum kilomu ve sağlığımı korumak için:
  • erken kalkmalı
  • sabahları hiç değilse 5-10 dk egzersiz yapmalı
  • rahatlamayı, sakinleşmeyi öğrenmeli
  • zamanımı mutlaka işimin yanında başka etkinliklerle de doldurmalı
Her ne liste olursa olsun benim düşüncem şu ki, eğer kendimi belli bir disiplin altına sokar ve tutarlı olursam mutlaka kilomu ve sağlığımı kontrol altına almayı başaracağım. Burada küçük bir not ekleyeyim: bu etkinin sürekliliğini sağlamak için her ne yapıyorsam 21 günde bir yeni bir ivme, bir dalgalanma yaratmalıyım. Hedef kilom da tekrar üstüne çıkmamayı başaracağım bir yer olmalı. 




Hiç yorum yok: